VAKIFLI ERMENİ KÖYÜNDE.. 12 BİN YILLIK BİR ŞÖLEN..
Yüzünü doğu Akdeniz’e çevirmiş Musa dağına yaslanmış yedi köydüler..!
Gidebilenler gitti…! Gidemeyenler…!!! Vakıflı köyünde toplandı…!
Vakıflı …Ülkemizin , kırsal alanda ; sayı bakımından ; çoğunluğunu Ermeni yurttaşlarımızın oluşturduğu tek yerleşim alanıdır..
1910 yılında ; küçük bir depodan ; dönüştürülmüş ;
köy meydanın da yer alan kiliselerinin rahibi yoktur.. ..Pazar ve özel günlerin ayinlerini ; İskenderun kilisesinin den gelen rahiple karşılamaktadırlar..
Her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında ; cumartesiyi , pazara bağlayan gece ; köyün bayramı olarak kabul edilen ‘’ Meryemana Günü / Bağbozumu ‘’ şenlikleri düzenlenir..
BU Şenliklere…
Kimi İstanbuldan..
Kimi sivastan
Kimi ankaradan
Kimi de avrupanın bir çok ülkesinden..
Hepsi de ; .Türkiyenin tek ermeni köyü olan ; Hatay ‘ın samandağı İlçesine bağlı ; Musa dağının eteklerinde yer alan ;vakıflı köyünün de ; inanç kültürlerinde bağ bozumu olarak isimlendirdikleri bayramı kutlamak için geldiler…
Petros… Azat….Agop,… Armen… Aram….!. Hepsi de genç ti.. aslında gelişleri umuda yolculuktu..? Bunun için ; Her yıl Ağustos ayının ikinci haftasını özlemle beklerlerdi..!
Bu bekleyişte umut vardı…! Aşk vardı..! Sevgi vardı..!
İnanç geleneklerini yaşatmak vardı….
Kimliklerine ; Anadoluluk vardı…
Bir zamanlar ; Anadolu’un çeşitli kırsal alanlarından ; metropoliten kentlere göç eden ebebeyinleri ; kaybolmakta olan inanç kültürlerini ; çocuklarına ve gelecek nesillere aktarmak için özellikle bu şenliklere gönderirlerdi..?
İnsanlığın gelişimsel sürecinde ; yazı, dil , kültür , sanat , tarih ,inanç , bilim ve gelenek gibi süreçler yalnızca ; bir ırka , bir millete , bir kümeye mal edilebilir mi…?
Aklın egemen olduğu ; Bilim dünyası bunun mal edilemez olduğunu söyler..! Ardından bunların insanlığın ortak genetik ve kültürel mirası olarak kabul eder…Bence de öyle..!
Bunun en güzel örneği…Hatay’ın ; samandağ’ ı ilçesine bağlı ; çoğunluğu ermeni yurttaşlarımızın yaşadığı Vakıflı köyünde bu gün ve yarın yapılacak kutsama törenlerinde göreceğiz..
Bu gün kurban kesme törenin ardından Herisi ( ezme , aşur vb.. verilen isimler ) yapılacak.. yarında üzüm kutsama (bağ bozumu ) töreni..
Kurban kesme ve Herisi yapma töreni.. gününüzden yaklaşık 12 bin yıllık bir gelenek..? Yani avcı toplayıcı toplumdan ; yerleşik düzene geçişin simgesel bir aşamasıdır..Bu aşamanın nerde ve kimler tarafından başlatıldığı konusunda yeterli bir bilgimiz yok..! Ama ; asya-mezopotamya-anadolu kökenli olduğunu düşünüyoruz..
Geleneksel olarak ; avcı toplayıcı toplumlar ; avladıkları hayvanları ; yemeden önce ateşte pişirirler; çıkan kokuları, bilmedikleri , erişemedikleri, önsüz ve sonsuz olan tanrıya ; yediklerini kutsaması için ulaştırırlar..
Bu geleneksel insanlık yöntemi ; kültürel ve genetik olarak ; bir çok topluma geçiş yaparak , inançlarını ve sosyal yapılarını etkilemiş ve günümüze kadar taşınmıştır..
Aslen Asya ve Anadolu kökenli olan ermeni yurttaşlarımız ; bu geleneği inanç kültürlerine katarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.. Bu geleneği yalnız ermeni yurttaşlarımız değil ; Mezepotamya kökenli Hıristiyanlar (Mitra kökenli etkileşimi olan ) Doğu Akdeniz de (Hatay,adana ve mersinde ) yaşayan Arap Alevi’si yurttaşlarımız , Anadolu da ; şamanizim ; etkileşmesini altında kalan ; Bektaşi, pir sulatan abdal , ve buna yatkın inanç kimlikleri olan topluluklarla ; Müslüman ve Yahudi kardeşlerimiz de kullamaktalar..(bu açılım çok geniş bir konu..bunu bilimsel anlamda, bilim insanlarının kendi aralarında tartışmaları gerekir)
Asma da Asya /Mezopotamya ve Anadolu kökenlidir…
Asmayı ; Asyalı Türklerin ; tarım toplumuna kazandırdıkları söylenir..? Planlı olarak , asmayı yetiştirdikleri, olgunlaşan üzümleri , şaraba dönüştürdükleri ; şarabı da ; şaman törenlerinin ; paylaşım sofralarında ; tarı sevgisini anlatmak ve ona ulaşmak için kullanılmıştır..(bu da çok geniş bir konu..ilerde daha kapsamlı açıklama olanağını belki bulabilirim..)
Tabi bu geleneği, Hititler..Urartu’ lar..yunanlılar…Romalılar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve , Anadolu da bulunan, gizem kültürüne sahip bir çok inanç kültürü, üzüm suyu veya şarap olarak kullanmıştır..
Bu anlattıklarım, insanlığın kültürel gelişişim mirasının 12 bin yıllık öyküsünün çok az bir kısmını kapsıyor..
Bu gün ve yarın vakıflı köyünde yapılacak törenler ; bu sürecin bir özet,i gibidir..
Bu gün kurbanlar kesilecek..
Dualar yapılacak..
Kazanlar kaynayacak
davullar çalacak
Halaylar Çekilecek..
Tanrıya bahşettikleri nimetler için şükür edeceklerdir..
İnsanın ; çocukluk, gençlik ve olgunluk sürecini ; simgeleyen ; koruk üzümden; olgunlaşan üzümün ; kabuğunun çatlaması ve yetkin insanı simgeleyen şaraba dönüşmesinin kutsama töreni yapılacak..Ermeni kardeşlerimizin ; Hz İsa’nın kanı olarak algılayıp yaptıkları bu törenler..gerçekte hepimizin yaşam kaynağı olan kanımızı da simgeliyor..Yarın hepimiz bu üzüm sofrasında olacağız..
Bu sofra sıradan bir sofra değildir ..! dostluğu , sevgiyi pekiştirmek için bir vesiledir.. !
Çünkü.. bu tür sofralar ; yalnızca ; arkadaşlıkları ve dostlukları ; sevinç , coşku ve mutlulukları paylaşmayı değil ; ayni zamanda , zorlukları ve sıkıntılarımızı da paylaşmayı öğretir..
İnsanlığın ; 12 bin yıllık bu kültürel gelişim sofrası hepimizi bekliyor..
insanlığın kültürel gelişim Sofraya buyurun..
Jozef Naseh / Arkeolog
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjs-0MF-fGL5ckrOkbSjY2F9Ez6z96GwpCy_Ttm3UPX5Y3QSt_qFfsJCP-c1OKPqQ9_mSiPTKnxmjJtAfsGuxzxcRBqrzCegAFCFQxixNXtHeAsJRh655M-7V8KnihaxQ8w9VYnoDp0WNM/s320/DSC_7208.jpg)
Yorumlar
Yorum Gönder